11 Ocak 2007

Yarabbi akıl ver..

Sıkılmak zaten yeterince kötüyken, daha da kötüsü birsürü işin varken boş boş oturup sıkılmak. Böylece olayın içine vicdan azabı da girip insanı iyice bunaltıyor.

Bu aralar hoparlör olayına takmış durumdayım. Bilenler bilir, son 2 yıldır falan ses işleme vs. işleriyle uğraşıyorum, ses konusunun matematiksel, fiziksel, psikolojik yönleriyle ilgili bir sürü ders aldım ama şu hoparlör denen aletin nasıl ses çıkardığını hala aklım hayalim almıyor.

Olayın mantığı basit aslında, senin benim kulak zarımın yaptığının tam tersini yapıyor alet; gelen elektrik sinyalini bir nevi titreşime (bilimsel tabiriyle kıpraşıma) dönüştürüyor, kıpraşan nesne de (diyafram) hava basıncında oynaşmalar yaratıyor.

Tamam kolay buraya kadar, benim 5 yıllık telefonum bile kıpraşıyor kendi çapında.. Benim anlamadığım, anlayamadığım şey, misal i-pod kulaklığındaki, gözümdeki kontak lensin yarısından bile küçük, bir diyaframın kıpraşak nasıl onca sesi aynı anda çıkarabildiği. 1 cm karelik uyduruk bir kauçuk parçası kıpraşarak nasıl apartman kadar bir kilise orgunun sesiyle sivrisinek kanadının sesini aynı anda çıkarabiliyor veya senfoni orkestrasındaki 50 enstrümanın sesine eş değer ses verebiliyor?

Sanki birgün uzaklardan birileri dünyaya gelmiş, "Size şöyle bir şey veriyoruz, bunla müzik vs. dinleyebilirsiniz ama sorgulamaya kalkmayın sakın" demiş, biz de "kıpraşıyo olm işte, kıpraşınca da ses çıkıyor" diyip daha fazla kurcalama gereği duymamışız.

Off bunu yazmak da sıkıntıma ayrı bir sıkıntı kattı zaten. Kafamın basmadığı ikinci bir olay da arabaların "nıç tık nıç tık" sinyal sesini nasıl çıkarttıklarıdır. Zaten kanımca otomotiv endüstrisinin en üst noktası bu harikulade sestir. Bu ikisini çözersem evliya olabilirim, bu bloga da Tibet tepelerinden devam ederim. Özlü bir sözle bitirelim:

"Hemen hemen bütün Batı ülkelerini gezdim. Hiçbir yerde hoparlör sesi duymadım." ~ F. R. Atay.

3 yorum:

onurka dedi ki...

Hepsi tamam ama bu "nıç tık nıç tık" sesi beni de gercekten derinden etkileyen bir sestir. Nasil olur da o kadar tok ve kendinden amin bir ses olabilir...

Diyavol dedi ki...

Şirketteki ses üstadı arkadaşım Can olayı açıkladı. Bu sinyal sesinin sorumlusu "röle" denen aletmiş..

http://tr.wikipedia.org/wiki/R%C3%B6le

Bud dedi ki...

Estafurullah, üstad falan ;) heheh..

Bu arada bi de sinyalin farı yanınca, o röle kızar, nık çıklar hızlanır. O da ayrı bir enteresandır.